MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa KALAYCI, TBMM Genel Kurulda Gelir Vergisi Kanun Teklifinin tümü üzerine yaptığı konuşmada “ Asgari ücret, çiftçiler ve KOBİ kredileri”ni gündeme getirdi.
Kalaycı Konuşmasında şu ifadelere yer verdi.
“Ekonomimizin rekabet gücünün olumsuz etkilenmemesi, kayıt dışı istihdama ve işçi çıkarmalarına neden olunmaması bakımından asgari ücret artışından gelen maliyetin hafifletilmesi yaklaşımını Milliyetçi Hareket Partisi olarak önemsiyor ve destekliyoruz.
Asgari ücretin işverene toplam maliyetinde yüzde 26,1 oranında 621,5 liralık artış söz konusudur. Asgari ücretin net tutarı 2.020 lira olmasına karşın işverene maliyeti 3.006 liradır. Asgari ücret üzerinden yapılan vergi ve prim kesintileri çalışanların net ücretini azaltırken, işverenlerin de maliyetini artırmakta ve kayıt dışı istihdama zemin hazırlamaktadır.
Asgari ücret ile kayıt dışı istihdam ilişkisinin niteliği asgari ücretin yüksek olmasından değil, kesintilerin fazlalığı nedeniyledir. Yalnızca çalışanların ihtiyaçları dikkate alınarak belirlenmiş asgari ücretin vergilendirilmesi sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmamaktadır.
Asgari ücretin vergi yükünün kaldırılması ekonomik ve sosyal bir mecburiyettir.
MHP olarak; KOBİ Değer Kredisi Destek Paketini olumlu buluyoruz.
Ekonomik sıkıntılardan dolayı esnafımız ve çiftçimiz ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. İşverenlere sağlanan destekte olduğu gibi esnafımıza ve çiftçimize de destek sağlanmalı, prim oranlarında indirim yapılmalıdır. Ayrıca, gelir vergisindeki asgari geçim indirimi esnaf için de uygulamaya konulmalıdır.
Esnafın ve KOBİ’lerin gerek finansman gerekse borç sıkıntısı had safhadadır. Esnafın ve KOBİ’lerin yatırım yapması, tezgahını ve işletmesini büyütebilmesi için uygun şartlarda krediye rahat ulaşabilmeleri önemlidir.
Hazine ve Maliye Bakanı tarafından açıklanan toplam 20 milyar liralık KOBİ Değer Kredisi destek paketini Milliyetçi Hareket Partisi olarak olumlu buluyoruz.
6 ay geri ödemesiz ve aylık yüzde 1,54 faiz oranıyla verilecek kredi, KOBİ’lerin faaliyetlerini artıracak, başta imalatçı ve ihracatçılar olmak üzere işletmelerimiz rahat nefes alıp faaliyetlerini sürdürecek, bu da bir anlamda ekonomiye can suyu olacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak diyoruz ki: sanayi ve ticaret erbabı ile esnaf ve çiftçilerimizin maliyetlerini düşürecek ve rekabet gücünü artıracak, vatandaşımızın sıkıntılarına çözüm getirecek tedbirler alınmaya devam edilmelidir.
Çiftçilerimiz zor durumda, çiftçilerimiz için acilen tedbir paketi açıklanmalı.
Borçlarından bunalan esnaf ve çiftçimizi borç ve faiz sarmalından kurtaracak politikalar bir an önce uygulamaya konulmalıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi çiftçilerimizin zor durumda olduğunu, çiftçilerimiz için acilen bir tedbir paketi açıklanmasını ve bu kapsamda tarımsal kredi borçlarının uygun şartlarda yapılandırılması gerektiğini sürekli dile getirmektedir.
Çiftçimizin bankalara olan kredi borçları 104 milyar lirayı aşmış olup, tarlası, bahçesi, neyi varsa ipoteklidir. Çiftçimiz borç ekip faiz biçmektedir, ürünlerinden elde ettiği gelir, faizle kabaran borçlarını karşılamamaktadır.
Ziraat Bankasından kredi alamayan çiftçiler özel bankalara yönelmiş ve yüksek faiz ödemektedir. Ziraat Bankası çiftçiyi daha fazla desteklemeli, yüksek faiz ödemekten kurtarmalıdır. Ayrıca, banka kredisi kullanımında talep edilen ücret, komisyon, ipotek, sigorta ve diğer masraflar düşürülmelidir.
Tarımsal desteklemeler mutlaka artırılmalı ve zamanında ödenmelidir. Tarımsal destekler, üretici refahını artıran, girdi maliyetlerini azaltan, üretim maliyeti ve ürün fiyatı dengesini gözeten, üretimde verimliliği artıran bir anlayışla belirlenmeli ve uygulanmalıdır.
Çiftçimize sahip çıkılmalı, ithalata dayalı politikalar terkedilmeli.
İthalat politikası hem çiftçimize ve üreticimize darbe vurmakta hem de sorunları çözmemektedir. Bilinmektedir ki, TMO ithal ettiği buğdayı daha düşük fiyata satarak görev zararı almaktadır. TMO’ya verilen görev zararının doğrudan çiftçimize destek olarak verilmesi halinde hem üretim artacak, hem de çiftçimiz rahatlayacaktır.
Çiftçimiz binbir sıkıntı içindeyken, ithalata sarılarak bir anlamda başka ülkelerin çiftçilerini desteklemek doğru bir politika değildir. Çiftçimize ve üreticimize sahip çıkılmalı, ithalata dayalı politikalar terkedilmelidir.
On yıl öncesinden gelen tarımsal sulamaya dair elektrik borçları tümüyle silinmeli.
Çiftçimizin maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla tarımsal sulamada kullanılan elektrik için daha düşük tarife belirlenmelidir. Bununla birlikte, TEDAŞ’a olan ve on yıl öncesinden gelen tarımsal sulamaya dair elektrik borçları, tahsil kabiliyetinin kalmadığı da dikkate alınarak tümüyle silinmelidir.
Çiftçimizin ve üreticimizin sorunları dikkate alınarak, tarımın yapısal sorunlarını çözecek, tarımsal girdi yükünü azaltacak ve tarım sektörünü yeniden ayağa kaldıracak tedbirler alınmalıdır. Tarıma dört elle sarılmış, tarımda sanayileşmiş ve tarım ürünleri ihraç eden ülkelerin gelecekte söz sahibi olacağı asla unutulmamalıdır.
Bilim üretilmeden, medeniyetler yarışını kazanmak mümkün değil.
Yüksek teknoloji ürünlerinin sanayi ihracatındaki payı birçok ülkede yüksek hanelere ulaşmışken, Türkiye’de tam tersine düşmüştür.
Ülkemizde 2003 yılında yüzde 6,5 olan yüksek teknoloji ürünlerinin ihracat içindeki payı 2017 yılı itibariyle yüzde 3,6’ya, 2018 yılı Ocak-Kasım döneminde ise yüzde 3,4’e kadar gerilemiştir Türkiye, dünya ortalamasının çok gerisinde bulunmaktadır.
Bugün toplumların üstünlükleri, bilim ve teknoloji alanında vardıkları düzeyler ile ölçülmektedir. Bilim, bilimsel zihniyet ve yeteri kadar bilgi üretimi olmadan teknolojide ve uygulama alanlarında ilerleme olmaz.
Bilim üretilmeden, yeterli bilgi birikimi olmadan, sadece teknoloji ithali yoluyla, milletler arasında devam eden baş döndürücü siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik yarışı sürdürmek ve medeniyetler yarışını kazanmak şöyle dursun, mevcut durumumuzu ve yerimizi korumak bile mümkün değildir.
Uluslararası rekabet gücüne sahip sanayi hızla oluşturulmalı.
Ülkemizde yüksek katma değerli yatırım döngüsünü başlatmak ve gelişmiş ülkelerle aramızdaki teknoloji farkını kapatmak için büyük fırsatlar sunabilecek, yeni sanayi devrimine yönelik çalışmalar büyük önem arz etmektedir.
Dijital çağa uyum sağlayan ve Sanayi 4.0 için gereken dönüşümü sağlıklı bir şekilde gerçekleştiren, uluslararası rekabet gücüne sahip bir sanayi hızla oluşturulmalıdır.
Ülkemizde ar-ge, yenilik ve teknoloji alanında da büyük bir atılım yapılması gerekmektedir. İmalat sanayinde üretim kapasitesini ve verimliliği yükseltmek amacıyla, teknoloji ve bilgi yoğun sektörlerde yatırımlar özendirilmelidir.
Bilim ve teknoloji üretme yeteneği ve kapasitesi artırılmalı, bunun kalkınmaya ve sosyal refaha dönüşmesi sağlanmalıdır.Bilimsel düşüncenin hayat bulacağı ve itibar göreceği bir iklim oluşturulmalı, temel eğitimden başlamak üzere, eğitim ve öğretimde aklın ve bilimin hâkimiyeti sağlanarak, öğrenci ve öğreticilere sorgulayıcı ve araştırmacı bir kimlik kazandırılmalı, araştırmacı insan gücü kapasitesi artırılmalıdır.”
Galatasaray
38 +66 102Fenerbahçe
38 +68 99Trabzonspor
38 +19 67Başakşehir
38 +14 61Kasımpaşa
38 -3 56Beşiktaş
38 +5 56Sivasspor
38 -7 54Alanyaspor
38 +3 52Ç. Rizespor
38 -10 50Antalyaspor
38 -5 49Gaziantep FK
38 -7 44Adana Demir
38 -7 44Samsunspor
38 -10 43Kayserispor
38 -13 42Hatayspor
38 -7 41Konyaspor
38 -13 41MKE Ankaragücü
38 -6 40Karagümrük
38 -3 40Pendikspor
38 -31 37İstanbulspor
38 -53 16Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.