-Semih Yalçın’dan MHP Teşkilatlarına Uyarı
MHP Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın teşkilatlara gönderdiği genelgede "31 Martta emeline nail olamayacağı şimdiden belli olan zillet ittifakının gizli ve açık yandaşlarınca birtakım hırçınlık ve taşkınların sergilenebileceği, tahrik edici eylemlerin sahnelenebileceği değerlendirilmektedir. O sebeple Cumhur İttifakının iki mimarından biri olan MHP’ye yönelik provokasyonlara karşı teşkilatlarımız ve mensuplarımızın dikkatli, müteyakkız ve uyanık olması büyük önem arz etmektedir." dedi.
Semih Yalçın'ın teşkilatlara gönderdiği genelge şu şekilde: Türkiye’nin geleceği ve siyasi kaderi açısından en az 24 Haziran Seçimleri kadar önem taşıyan 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinin yapılmasına 12 gün kalmıştır. Türkiye; tehdit algısının yüksek olduğu, aziz milletimizin beka azminin de bir o kadar güçlü olduğu bir atmosferde seçimlere gitmektedir. Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan bu yana bölgesinde ve dünyada güçlendikçe dikkatleri ve bununla beraber uluslararası platformdaki husumetleri üzerine çekmiştir. Türkiye’yi yolundan döndürmek üzere kolları sıvayan küresel aktörler, içeride buldukları taşeronlar vasıtasıyla birtakım kirli oyunlara tevessül etmişlerdir. Gerek 15 Temmuz ihanet girişimi sırasındaki, gerek sonrasındaki hadise ve gelişmeler; partiler ve politikalar üstü bir mesele olan beka olgusunun, milletimiz tarafından büyük bir ferasetle kavrandığını gözler önüne sermiştir. Milletimizin; bekasına, mevcudiyetine, birlik ve bütünlüğüne, Türkiye’yi 2023 sonrasında erişeceği güçlü konuma taşıyacak bin yıllık kardeşlik realitesinin korunmasına gösterdiği titizlik, şanlı bir tarihin sayfalarından günümüze taşınan genetik hafızanın ürünüdür. Doğrudan milletimizin bağımsızlık azmi ve var olma iradesiyle yakından alakalı olan beka; salt milletin kendi mukadderatıyla değil, aynı zamanda vücuda getirdiği kurumsal yapılar ve sistemler için de geçerlidir. Türkiye, çetin tecrübelerden ve zorlu imtihanlardan geçerek 21. yüzyılı idrak etmiş ve geçtiğimiz yıl iki büyük siyasi partinin mutabakatı sonucunda gerçekleşen 24 Haziran Seçimleriyle Cumhuriyet’imiz yeni bir yönetim modeli vazeden Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmiştir. Meşruiyetini doğrudan millet iradesinden alan bir mutabakat sonucunda Cumhuriyet’imizi yen bir safhaya taşınmıştır. Yeni yönetim modelinin istikrarı ve millî iradeye yaslanan siyasi uzlaşma zemininin devamı ve idare mekanizmasının ehil ellerle bulunması, Türkiye’nin bekası açısından hem pratik hem de stratejik bir değer taşımaktadır. Bu tespit, hem merkezî yönetim hem de yerel yönetimler için geçerlidir. Yerel yönetimlerde görev yapacak kimselerin belirleneceği 31 Mart seçimlerinde emanetin ehline verilmesi de Türkiye’nin geleceği, milletimizin birlik ve dirliği açısından hayati önem arz etmektedir. Yerel yönetimlerde ve yerel meclislerde görev alacak seçilmişlerin, milletin birlik ve bütünlüğünü titizlikle gözeten, Türkiye’nin varlık ve bağımsızlığına namus ve şeref ölçüsünde sadık kimseler olması, Cumhuriyet’imizin bekası açısından elzemdir. 24 Haziran’da yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimiyle Genel seçimlerde milletimiz, devletimizin bekası için yönetimde istikrarın taşıdığı değeri göz önüne alarak sandığın rengini belirlemiş, millî mutabakatın siyasetteki izdüşümü olan Cumhur İttifakı’na teveccüh göstermiştir. Aziz milletimizin, aynı teveccüh ve ilgiyi 31 Mart Yerel Seçimlerinde de Cumhur İttifakına izhar edeceği, meydanlardan taşan coşku ve heyecandan anlaşılmaktadır. Zillet ittifakı ise stratejisini seçim kazanmaktan çok kaybettirmek üzerine kurmuştur. Bu kirli strateji her ne kadar muhataplarınca inkâr edilse de gizli ortak konumundaki PKK’nın siyasi kanadının sözcüleri vasıtasıyla kamuoyuna deklare edilmiştir. Resmî olmasa da kapalı kapılar ardında kurulan kripto pazarlıklarla terör örgütünün siyasi kanadının desteğini sağlayan zillet ittifakının, belediye meclis üyesi aday listelerine PKK yandaşlarını dahil ettiği ortaya çıkmıştır. HDP sözcülerinin açık seçik beyanlarında; özellikle Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Adana ve Mersin gibi illerde Cumhur İttifakı adaylarının kazanmamasını temin için oyların zillet ittifakına verilmesinin aynı zamanda Kandil’e selam mahiyetinde olacağı belirtilerek bu partinin seçmen kitlesi üzerinde baskı kurulmaya çalışılmıştır. Öte yandan son dönemde güvenlik güçlerinin kahramanca ve fedakârca çabalarıyla faaliyetleri yok denecek seviyeye indirilen bölücü örgütün, cebir ve baskıyla HDP’yi desteklemek zorunda bırakılan kitlelerle arasındaki bağının kopma noktasına geldiği, insanların hem bin yıllık kardeşliğin verdiği emniyet duygusunu hem de güvenlik ve huzuru terörizmin kanlı gölgesine tercih ettiği de bilinmektedir. Bu hakikatler karşısında, 31 Martta emeline nail olamayacağı şimdiden belli olan zillet ittifakının gizli ve açık yandaşlarınca birtakım hırçınlık ve taşkınların sergilenebileceği, tahrik edici eylemlerin sahnelenebileceği değerlendirilmektedir. O sebeple Cumhur İttifakının iki mimarından biri olan MHP’ye yönelik provokasyonlara karşı teşkilatlarımız ve mensuplarımızın dikkatli, müteyakkız ve uyanık olması büyük önem arz etmektedir. Teşkilatlarımızda görev alan fedakâr ve çalışkan dava arkadaşlarımız; kampanya faaliyetlerini hem Ülkücü camiaya yakışır olgunluk içerisinde, hem de mensup oldukları necip ve kahraman millete hizmet sunmak üzere kadrolarını seferber etmenin sevinci ve vakur heyecanı içinde sürdürmelidir. Ayrıca; aidiyet hislerini ve mensubiyet şuurunu kaybetmiş kimselerin kışkırtma ve sataşmalarına itibar edilmemeli, bu gibilerin yol açabileceği kargaşa, tefrika ve fitneden uzak durulmalıdır. Kampanyaların demokratik bir ortamda ve barış içinde tamamlanarak 31 Mart günü sakin, huzurlu ve güvenli bir atmosferde sandığa gidilebilmesi için MHP kadrolarının üzerine düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getireceğine inancımız tamdır. Diğer taraftan teşkilatlarımız, Cumhur İttifakının gereklerine ve MHP ile Ak Parti tarafından uyum içerisinde belirlenen ittifak programına riayette kusur edilmemeli, ittifakın hedefleri doğrultusundaki çalışmaların aksamaması için gereken dikkat ve ihtimam gösterilmelidir. Unutulmamalıdır ki Cumhur İttifakı sadece bir seçim ittifakı değildir ve aynı zamanda halkın temayülü doğrultusunda milletimizi aydınlık yarınlara taşımayı hedefleyen uzun soluklu bir siyasi programın büyük bir adımıdır. Türkiye’yi 2023 ve sonrasındaki yüksek hedeflere ulaştırma yolunda ihtiyaç duyulan toplumsal ve siyasi ivmenin sağlanabilmesi maksadıyla Cumhur İttifakı seçimler sonrasında da devrede olacaktır. Varlığıyla Türkiye’nin bekasını tekeffül eden Cumhur İttifakı, 31 Mart Yerel Seçimlerinden sonra her alanda kapsamlı proje ve programlarla hayatiyetini sürdürecektir." (EtikHaber)