-MHP’li Kadınlardan Çiçekli Kutlama
MHP Konya İl Kadın Kolları Zafer Meydanında 8 Mart Dünya Kadınlar günü münasebetiyle GECMİŞTEN GÜNÜMÜZE KAHRAMAN TÜRK KADINI temalı düzenlediği etkinlikte Konyalı kadınlara çiçek vererek kutladı.
Düzenlenen etkinlikte MHP Konya İl Kadın Kolları Başkanı Gülay Selek ve Kadın Kolları Üyelerini MHP Konya İl Başkanı Remzi Karaaslan ve İl yöneticileri yalnız bırakmadı. İl Başkanı Remzi Karaaslan ve İl Kadın Kolları Başkanı Gülay Selek Zafer Meydanında tüm kadınlara ve çevredeki işyerlerinde çalışan kadınlara çiçek vererek 8 Mart Dünya Kadınlar günlerini kutladı.
Zafer Meydanında ki etkinliğin ardından MHP Konya İl Başkanlığında program devam etti.
MHP Konya İl Başkanlığında ki programda, MHP Konya İl Başkanı Remzi Karaaslan, MHP Konya İl Kadın Kolları Başkanı Gülay Selek, MHP Selçuklu İlçe Başkanı Güzide Çipan, Selçuklu, Karatay, Akören, Kadınhanı MHP İlçe Kadın Kolları Başkanları, il kadın kolları üyeleri ve MHP üyesi kadınlar hazır bulundu.
Ayrıca, Türk Eğitimsen 1Nolu Şube, Türk Eğitimsen 2Nolu Şube ve TÜRKAV Konya Kadın Kolları Başkanı, katıldı.
Programın başında MHP Konya İl Başkanı Remzi Karaaslan Tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutladı.
İl Başkanı Karaaslan’ın ardından konuşan MHP Konya İl Kadın Kolları Başkanı Gülay Selek, yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi;
“8 Mart dünya kadınlar günü münasebetiyle gerçekleştirdiğimiz “GECMİŞTEN GÜNÜMÜZE KAHRAMAN TÜRK KADINI” temalı programımıza şahsım ve il başkanlığımız adına hoş geldiniz diyor, saygılarımı sunuyorum.
Bugün Dünya Kadınlar Günü. Dünyanın her yerinde kadının anıldığı, sorunlarının çeşitli platformlarda dile getirildiği bir gün.
Kadın denince ilk akla gelen aile ve yadsınamaz bir gerçek ki, aile toplumun temel taşı, kadın ise ailenin en etkili, yönlendirici, birleştirici ve koruyucu unsurudur. Dolayısıyla toplumun da… Kadının eğitimi, gelişimi, ilerlemesi sadece bir kadın sorunu değildir. Bu konu, gelişmiş ve kalkınmış bir toplumu inşa etmenin tek yolu olup, sosyal, ekonomik, kültürel ve çevresel güvenliği sağlamanın da yegâne çözümüdür.
Zira kadının aile içindeki görevi çocuğun bakımı, yetiştirilmesi yanısıra yeni kuşaklara kültürel kimliğin ve değerlerin kazandırılması, tarihsel ve toplumsal bilincin aktarılması gibi temel eğitimlerle bireyleri topluma hazır hale getirmektir.
Demokratik bir toplum, huzurlu bir gelecek için kadınların, eğitim, istihdam, sağlık, siyaset, teknoloji hukuk vb. haklarından tam anlamıyla faydalanarak güçlendirilmesi gerekmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti kurulurken Atatürk’ün "Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur." düşüncesiyle; Türkiye Cumhuriyeti kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren ilk ülkelerden biri olmuştur. Türkiye'yi daha sonra birçok Avrupa ülkesi izlemiştir. Türk kadınından 11 yıl sonra İtalya ve Fransa, 36 yıl sonra ise İsviçre anayasalarında kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmiştir.
Genel Merkezimiz tarafından hazırlanan “İnsanlığın Huzuru” çalışmasında “Cumhuriyetle birlikte bireye tanınan hürriyetlerde, bireysel çabanın izi olmadığından, tepeden inme kazanılan bu hürriyetler, aslında sınırsız sorumsuzluğu da peşi sıra getirdi” ifadesi yer almaktadır.
Bu tespit en çok da kadınlar için geçerlidir. Kadına verilen seçme ve seçilme hakkı ile demokrasinin en somut ve en meşru aracı olan sandığa kadının iradesinin yansıması kadınlarımıza yetmemelidir. Hayatımızı şekillendiren tüm alanlarda, gerek karar alma mekanizmalarında, gerek temsil organlarında daha fazla yer almalı ve geleceğin şekillenmesinde daha aktif birey olma iradesi göstermelidir.
Tüm dünyada kadınların çeşitli gerekçelerle karar alma, temsil organları vb. görevlerde yer almakta çekimserlik sergilerken, internet ve onun bir parçası olan sosyal medya- sosyal ağlarda hızla ve cesurca yer almaktan çekinmediği ortadadır. Özellikle görüntü odaklı sosyal medya platformlarında kadın bedeni ile cinsiyet temsillerine ait popüler söylemlerin ve eylemlerin, günümüz kadınının “kimlik algısında” karmaşa yaratmaktadır.
Kariyerlerini cinsellikleri üzerinden inşa etme, artık ayıplanan bir durumdan çok takdir edilen, normal karşılanan bir duruma dönüşmektedir. Kadın bedeninin ekonomik bir sermaye olarak, kadının kendisi tarafından kullanılması toplum dinamikleri açısından kaygı vericidir. Nitekim kadının yaşadığı kimlik karmaşası, ailenin, dolayısıyla toplumun da kimyasında tahribatlara sebep olmaktadır. Sonuç, değer erozyonları, parçalanmış aileler, sevgisiz nesiller ve üçüncü sayfa haberleri…
Oysaki İçinde bulunduğumuz “Dijital Çağ” ya da Dijital Devrim olarak da adlandırılan dijital teknolojiler kadınlara önemli fırsatlar sunmaktadır. E-ticaret, Yapay zekâ, siber güvenlik, yazılım mühendisliği Robotlar ve diğer ileri teknolojilerdeki uzmanlıkları barındıran yeni meslekler şimdiden hayatımızın merkezine oturdu.
Dijital çağdaki bu yeni nesil işler, kas gücüne değil, beyin gücüne dayalı fırsatları içinde barındırıyor diyebiliriz. İnsan kaynakları yetkilisi Nursel Ölmez Ateş’e göre Özellikle beynimizin sağ tarafını ve anaç enerjimizi aktive ettiğimizde güçlü bir şekilde ortaya çıkan iş birliği, empati, yaratıcılık, etkin dinleme kadınların güçlü kasları ve yeni dünyanın aranılan yetkinlikleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yine uzmanlara göre zihin emeğinin altın çağı olarak nitelendirebileceğimiz bu çağda birçok işin yapılış şekli form değiştirecek. Böylelikle kadın ve erkek çalışan oranında önemli bir değişim yaşanacak.
2018 yılında Dünyanın en büyük şirketlerini yöneten kadın liderlerin büyüme, dijitalleşme ve kariyer konusundaki yaklaşımlarına ışık tutmak amacıyla 30’u Türkiye’den olmak üzere, dünya genelinde yaklaşık 700 kadın liderin katıldığı grup üzerinde bir araştırma yapıldı.
Araştırma kadın liderlerin, erkeklere oranla, dijital çağa ayak uydurmakta son derece başarılı oldukları ve Dijital çağa damgasını vurmalarının kaçınılmaz olduğu sonucunu ortaya koymuştur.
Dünyada gerçekleşen tüm bu değişim ve gelişmeleri yakından takip eden Genel Başkanımız Sn. Devlet Bahçeli 2018 yılı ‘Kadınlar Güçlensin, Türkiye Büyüsün’ temalı Kadın Kolları Genişletilmiş İstişare Toplantısında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yeryüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir” sözünü anımsatarak kadına bakışı “Kadın vatandır, kadın ülkedir, kadın gelecektir, kadın gelecek nesillerin güvencesidir”. cümlesiyle taçlandırmıştır.
Ayrıca inancımıza göre de İnsanlığın ihtiyaç duyduğu nesilleri yetiştirecek olan kadının ilim öğrenmesi büyük önem arz etmektedir. Sevgili Peygamberimiz ‘in “İlim öğrenmek kadın-erkek her Müslümana farzdır.” sözleri de bu konuda bize ışık tutmaktadır.
Ertelemeden, daha da gecikmeden, ivedilikle ülkenin bütün unsurlarıyla Türkiye’deki kız çocuklarının geleceğine yatırım yapmalıyız. Onları güçlü, öz güvenli, analitik düşünebilen ve hızlı çözüm üretebilen liderler olarak yetiştirmeyi amaçlayan projeler üretmeliyiz. Bu projelerle kız çocuklarımız için uluslararası mecralarda bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik becerilerinin değerlendirildiği başarılar hedeflemeliyiz.
Kadın yükselmezse alçalır vatan
Samimi olamaz onsuz bir irfan. Ziya GÖKALP
Teşriflerinizi ve beni dinlediğiniz için teşekkür ediyor, GÜÇLÜ KADIN, GÜÇLÜ TÜRKİYE sloganıyla bitiriyorum.” dedi.