– Altılı masa henüz kendi arasında anlaşmaktan ve uzlaşmaktan mahrumdur.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Tekirdağ’da düzenlenen “Aziz Milletim Sıra Sende” temalı açık hava toplantısında yaptığı konuşmada; “Onlar aferini Avrupa’dan bekleye dursun, bize Türk milleti yetecektir. Onlar yabancı başkentlerde aferin kuyruğuna girsinler, bize Tekirdağ’ın sevgisi yeterlidir.” Dedi.
Muhalefetin henüz adayını belirleyemediğine dikkat çeken MHP lideri; “Bunlar teslim bayrağı çekmiş, rehin alınmış, esarete düşmüş siyaset acizleridir. Zillet ittifakı Milli Mücadele’de yendiğimiz muhasım odakların izinde ve istikametindedir.” Diye konuştu.
Hava şartlarının olumsuzluğuna rağmen alanı hınca hınç dolduran coşkulu kalabalıktan oldukça memnun olduğunu ifade eden Bahçeli konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
“Aziz Vatandaşlarım, Değerli Dava Arkadaşlarım,
Muhterem Hanımefendiler, Beyefendiler,
Hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Böylesi heyecan dolu muhteşem bir tabloyla karşılaşmaktan gurur ve memnuniyet duyuyorum.
Maşallah Tekirdağ çağlayıp coşmuş, neredeyse A’dan Z’ye Cumhuriyet Meydanı’nda buluşmuş.
Görmeyen kem gözler buradaki coşkuyu görsün.
Pas tutmuş kulaklar Tekirdağ’ın kararlı mesajını duysun.
“Aziz milletim Sıra Sende, Tekirdağ’ım Sıra Sende.”
Tekirdağlı kardeşlerimi hiçbir ayrım yapmadan, hiçbir farklılık gözetmeden hasretle, muhabbetle kucaklıyorum.
Çerkezköy’den Çorlu’ya, Ergene’den Hayrabolu’ya, Kapaklı’dan Malkara’ya, Marmaraereğlisi’nden Muratlı’ya, Saray’dan Süleymanpaşa’ya, Şarköy’den kent merkezine kadar Tekirdağ’da hayat mücadelesi veren tüm vatandaşlarımı selamların en güzeliyle selamlıyorum.
Ayrıca Üsküp’ü, Priştine’yi, Prizren’i, Gümülcine’yi, Ohri’yi, Manastır’ı, Kavala’yı, Bosna’yı, Batı Trakya Türklüğünü, Balkanlar’da nefes alan her kardeşimizi özlemle selamlıyorum.
Ayrıca,
“Kan ile kılıçtır görünen bayrağımızda,
Can korkusu gezmez ovamızda, dağımızda” diyen, “Merhum Vatan ve Hürriyet Şairimiz Namık Kemal”i rahmetle yad ediyorum.
Yine Namık Kemal’in,
“Top patlasın, ateşleri etrafa saçılsın,
Cennet kapısı can veren ihvana açılsın.” haykırışıyla Tekirdağ’a geldik, sizlerin huzuruna çıktık.
Şimdi hepinize soruyorum, gürbüz sesinizi bu vesileyle duymak, yedi düvele de duyurmak istiyorum:
√ 14 Mayıs 2023 seçimleri münasebetiyle sandığa gidiyor muyuz? ? (Evet)
√ Türkiye’nin ve Türk milletinin tarafında duruyor muyuz? ? (Evet)
√ Yaklaşık bir asır evvel Balkan Dağları’nda dolaşan ve silahlarından Müslüman Türk kanı damlayan çeteler gibi çevremizde dolaşan zalimlere karşı saf saf toplanıp hep birlikte direniyor muyuz? ? (Evet)
İşte Tekirdağ, işte vatan sevdası, işte bayrağına aşık millet evlatları.
Size de bu yakışırdı, sizden de bu beklenirdi.
Niyazım odur ki, azınız çok, eksiğiniz tamam olsun.
Allah korktuklarınızdan emin, umduklarınıza da nail etsin.
“Aziz Milletim Sıra Sende” temasıyla düzenlediğimiz bugünkü açık hava toplantımızın hazırlık aşamasında emeği ve desteği bulunan Tekirdağ İl Başkanımıza, ilçe başkanlarımıza, fazilet ve feragat timsali tüm dava arkadaşlarımıza huzurlarınızda yürekten teşekkür ediyorum.
Hepinize hoş geldiniz sefalar getirdiniz diyorum.
Aziz Vatandaşlarım, Değerli Dava Arkadaşlarım,
Tekrar soruyorum sizlere, vereceğiniz “burada” cevabınızın her taraftan yankılanmasını temenni ediyorum:
√ Bağımsızlığımızın simgesi, şehitlerimizin örtüsü, mavi göklerin süsü al bayrağımız nerede? (Burada)
√ Vatana ve millete kara sevdalı yürekler nerede? (Burada)
√ Tekirdağ nerede? Türkiye nerede? (Burada)
Elbette burada, sonuna kadar burada.
Tekirdağ’ın iftiharı Merhum Namık Kemal diyor ya:
“Fıtrat değişir sanma, bu kan yine o kandır.”
146 yıl önce Plevne’de sahnelenen kahramanlık bizimledir.
145 yıl önce Şıpka Geçidi’nde duvar ören irade bizimledir.
108 yıl önceki Çanakkale’den sonraki yedi uzun yıl boyunca ve 9 Eylül 1922 İzmir’ine kadar adım adım büyüyen şeref ve haysiyet mücadelesi and olsun bizimledir.
Harf İnkılabı yapılır yapılmaz, Başöğretmen sıfatıyla kara tahtanın başına geçip ilk dersi Tekirdağ’da veren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün eserleri, ilkeleri, kurucu değerleri bizimledir, bize emanettir.
100’üncü yıl dönümünü idrak ettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli Türk kahramanlığı, yüksek Türk kültürüdür.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu felsefesinin omurgası milli egemenliktir.
Egemenlik ise kayıtsız ve şartsız büyük Türk milletine aittir.
Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes tarihen, hukuken, ahlaken birdir, eşittir ve aynıdır.
Kurucu felsefenin sosyal ve toplumsal damarı hiç kuşkusuz eşitliktir.
Türk milleti hiçbir ayrım kabul etmeyen bir bütündür.
Anadolu ve Trakya coğrafyası, aziz milletimizin ebedi yurdudur.
Kökü çok eskiye dayanan kader ortaklığı ve kardeşlik bağları her bir vatandaşımızı tasada ve sevinçte Türk milleti üst kimliğinde kenetlemiş, yekvücut hale getirmiştir.
Türk milleti bağımsızlığının ve varlığının bedelini şehit kanlarıyla ödemiştir.
Bizim nazarımızda herkes eşittir Türkiye’dir.
Hiçbir Türk vatandaşı bu ülkenin zencisi, ötekisi, yabancısı, ikinci sınıf insanı değildir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aklı üniter milli devlet ilkesidir.
Bu ilkenin harcı etnik farklılıkları aşan ve ortak değerlerle beslenen milli birlik ve dayanışma hasletidir.
115 yıldır, yani İkinci Meşrutiyet’ten beri, anayasal çatının ve demokratik arayışların iki paradoksal kanadı gibi gösterilen eşitlik ve hürriyet esasen hukukun üstünlüğü çerçevesinde Cumhuriyet’in taşıyıcı kolonlarından sadece ikisidir.
Eşitliği ve güvenliği gözetmeyen bir hürriyet anlayışıyla, hür ve güvenli olmayan bir eşitlik kavrayışı Türkiye Cumhuriyeti’ne 100 yıldır uzak ve yabancıdır.
Devletimizin asıl gündemi kuruluşundan itibaren her zaman bir adım ilerisini planlamak, sürekli ilerleyişi gözetmek, istiklal içinde istikbalin yükselen değerini inşa ve ihya etmek üzerine kurgulanmıştır.
Cumhuriyet, küresel emperyalizmin bağış veya bahşişi değildir.
Türk devleti onun bunun siparişiyle, onun bunun müsamahasıyla kurulmuş değildir.
Türk milleti zulmün sömürü çarkına, zulmetin kömür gibi kara pençesine, zayıflığın ve zilletin karanlık girdabına dönemsel gelgitler dışında asla düşmemiş, düşürülememiştir.
Aziz vatanın her zerresi, her yöresi şehit kanlarıyla sulanmış, nice kahramanlık ve fedakarlıklarla milli varlığımız, milli devletimiz tarihin mizan defterine tescil ve teyit edilmiştir.
Muhterem Vatandaşlarım, Değerli Dava Arkadaşlarım,
Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yüzyılı, Türk tarihinin hatıra, birikim ve mirasıyla rotasını çizecektir.
Türk ve Türkiye Yüzyılı, Türk milletinin yüksek vasfının, muhteşem kültür hazinesinin, kardeşlik ve kader ortaklığının mükafatı ve methiyesi olacaktır.
Türkiye parmak sallanarak hizaya sokulacak bir ülke değildir.
Türkiye kafa kola alınacak bir ülke değildir.
Türkiye onun bunun dayatma ve yaptırım tehditleriyle duruşundan taviz verecek bir ülke de değildir.
Cumhuriyet’in bekası, devletin ve milletin izzeti nefsi her türlü yabancı tesirine ve işbirlikçi telkinine karşı mutlak surette müdafaa edilecektir.
Soruyorum sizlere;
√ Bu milli müdafaa ve mücadele seferberliğinde beraber miyiz? (Evet)
√ Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümünü kundaklamak isteyen iç ve dış ihanet cephesini hayal kırıklığına uğratacak mıyız? (Evet)
√ Küresel oyunlara, habis senaryolara, milli huzur ve güvenliğimizi tehlikeye atan siyasi, ekonomik ve diplomatik ablukalara karşı duracak mıyız? (Evet)
Tekirdağ evet diyorsa, bu zillet cephesi nesine güveniyor?
Türkiye düşmanlarıyla el birliği, güç birliği, hedef birliği yapmanın büyük bir vebal olduğunu anlamaları için daha nasıl bir hasar ve hüsranın olmasını bekliyorlar?
Bu kadar vahim bir ayıbı nasıl hazmedecekler, bunu akıllarından nasıl geçirecekler?
Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği yabancı başkentlerde belirlenemez.
Sandık Newyork’ta kurulmayacak, oylar Londra’da verilmeyecek, sayım Brüksel’de yapılmayacaktır.
İrade sahibi Türk milleti, istiklalinin de sahibidir.
Nitekim zalimlerin hükmü bu aziz millete sökmeyecektir.
Bir masanın etrafında palas pandıras toplanmış makus partiler Türkiye’nin kanayan yarasıdır.
Bunlar teslim bayrağı çekmiş, rehin alınmış, esarete düşmüş siyaset acizleridir.
Zillet ittifakı Milli Mücadele’de yendiğimiz muhasım odakların izinde ve istikametindedir.
Hiçbir milli konu umurlarında değildir.
Ülkemizin hak ve çıkarlarına önem ve öncelik verdikleri yoktur.
Bunlar batıdan aferin bekleyen Türkiye karşıtlarıdır.
Bunlar batıdan takdir ve teveccüh gözleyen Türkiye aleyhtarlarıdır.
Onlar aferini Avrupa’dan bekleye dursun, bize Türk milleti yetecektir.
Onlar yabancı başkentlerde aferin kuyruğuna girsinler, bize Tekirdağ’ın sevgisi yeterlidir.
Zillet ittifakının, 30 Ocak 2023 tarihinde açıkladığı “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”nde FETÖ’cülere af vaadi vardır. Pensilvanya’ya muhabbet vardır. KHK’lılara ümit vardır.
PKK’ya açık çek vardır, HDP’ye güvence vardır, söz vardır, selam vardır, uzatılmış kirli el vardır.
CHP, yapılanı yıkmanın, bayrağı indirmenin, devleti tarumar etmenin derdindedir.
İP, Türkiye’nin duruşunu sakatlamanın, PKK’yla mütareke ve müzakere sayfası açmanın ısrarla ve inatla peşindedir.
Diğerleri için bir şey söylemek ise kelime ve zaman israfıdır.
Kemal Kılıçdaroğlu, iyice şaşırmış ve şanzımanı kırmış olacak ki, film repliklerinden kendisine slogan üretecek kadar ucuzlamıştır.
Vermeyince Mabut neylesin Mahmut, durumu aynen budur.
Ne diyor; “ben Kemal, geliyorum.”
Bu Kılıçdaroğlu sürpriz yumurtadan çıkmış gibidir.
Türk sinemasının duayen ismi, rahmetle andığımız merhum Cüneyt Arkın’ın başrolünü oynadığı ve 1976 yılında vizyona giren “Hınç” isimli filmden aşırdığı bir sözü kendisine uyarlayan Kılıçdaroğlu gelse ne yazar, gelmese ne yazar.
Ben Kemal’im diyorsa, biz de Türk milletiyiz diyorum.
Ve kendisine geleceği varsa göreceği de var diyerek meydan okuyorum.
Kılıçdaroğlu’nun bu aralar can sıkıntısından gece gündüz film izlediği anlaşılmaktadır.
Gerçek hayat ile film sahnelerini karıştıracak kadar zıvanadan çıkmış, paralel bir evrene geçmiştir.
Gaziantep’e gidip Şanlıurfalılara seslenen bir gafil karşımızdadır.
Bu yüzden kendisinin tedaviye ihtiyacı olduğuyla ilgili kaygılarımız artmıştır.
Geçen hafta parti binasına “Yeter, söz milletindir” afişini asıp, sonra yoğunlaşan eleştiriler üzerine söz konusu afişi indiren, ardından da “ben Kemal, geliyorum” afişini asan Kılıçdaroğlu sonunda Cumhurbaşkanı adaylığı yerine figüranlığa dümen kırmıştır.
Siyaset yapmak yerine film setlerinde üçüncü sınıf rollere talip olması tam da kendisiyle örtüşecektir.
Sayın Kılıçdaroğlu nereye geliyorsan gel, seni orada bekliyor olacağız.
Türk milleti seni geliyor sandığın anda gerisin geriye postalayacaktır.
Kimin geldiğini, nasıl geldiğini, hangi güçle geldiğini 14 Mayıs 2023 tarihinde göreceğiz.
Zillet ittifakı ne yaparsa yapsın, milli yükselişimizi durdurmaya güç yetiremeyecektir.
Lider Ülke Türkiye hedefinin nişanesi olan Türk ve Türkiye yüzyılı vizyonu yayından çıkmış ok gibidir, menziline doğru süratle ilerlemektedir.
Bu meydanda toplanmış kardeşlerime açık açık soruyorum, cevabınızdaki heybete şahit olmak istiyorum:
√ Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini bozmak amacıyla bir masa etrafında toplanmış zillet partilerine Tekirdağ’ın kararını gösterecek misiniz? (Evet)
√ Türkiye’yi zalimlerin yemek menüsü yapmak için sıraya girmiş müflis siyasetçilere karşı koyacak mısınız? (Evet)
√Zulme sesini çıkarmayan, terörizme itiraz etmeyen zillet ittifakına Türk milletinin tarihten süzülüp gelen güçlü iradesini gösterecek misiniz? (Evet)
√ Hepsinin yüzüne, bizim adayımız belli, kararımız net diyecek misiniz? (Evet)
√ Elbette Cumhur İttifakı’yla Milliyetçi Hareket Partisi’ne oy verecek misiniz? (Evet)
Tekirdağ’ın bu duruşu, milletimizin bu hissiyatı var olduğu müddetçe Türkiye Cumhuriyeti sonsuzluğun ufkunda kutup yıldızı gibi parlayacaktır.
Hiçbir menfur zihniyet gelecek umutlarımızı perdeleyemeyecektir.
14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerine az bir süre kala zillet ittifakının adayı hala ortada yoktur.
Bunlar adaysız ve akılsız şekilde siyasi arenada dolaşmaktadır.
Aziz milletimiz bunların kaç kilo ettiğini bilmektedir.
Kazanacak aday açmazı zillet partilerini birbirine düşürmüştür.
Kılıçdaroğlu “13 Şubat’ta Cumhurbaşkanı adayını açıklayacağız” derken, İP’in sözcüleri aynı görüş ve kanaatte değildir.
İP’in bir yöneticisi partisi adına demiş ki:
“Biz onay makamı değiliz. 13 Şubat’a kadar aday nasıl, hangi yöntemle belirlenecek, süreç nasıl gelişecek hiçbir bilgimiz yoktur.”
İP, CHP’ye kazan kaldırmıştır.
Bunların birbirlerinden daha haberleri yoktur.
Açıkça görülüyor ki, altılı masa ortadan çatlamıştır.
Her birisi sağa sola savrulmuştur.
Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı hususunda yoğun bir karmaşa ve kutuplaşma masaya hakim olmuştur.
Altılı masa henüz kendi arasında anlaşmaktan ve uzlaşmaktan mahrumdur.
Lobiler, kulisler, kazan gibi kaynatılan dedikodular, karşılıklı restleşmeler, kara kampanyalar zilletin korkusunu ayan beyan deşifre etmiştir.
Altılı masaya oturan her parti başkanına soruyorum;
Cumhurbaşkanı adayınızı ne zaman ilan edeceksiniz?
Daha neyi bekliyorsunuz? Hangi zamanı kolluyorsunuz?
Kimlerin talimatını gözlüyorsunuz?
Millete rağmen, milleti yok sayarak nereye ulaşacağınızı zannediyorsunuz?
2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerini; Türk milletinin karar anı, Türk tarihinin yol ağzı, Cumhuriyet’in yeni yüzyılla demokratik sözleşmesidir.
Zillet ittifakı kavga ede dursun, Cumhur İttifakı olarak seçimlere giden süreçte adayımız belli, kararımız nettir.
Karar verdik, mutlaka takip ve temin edeceğiz.
Cumhur İttifakı olarak beraberliğimizi sonuna kadar koruyacağız.
Herhangi bir gevşekliğe ve yılgınlığa müsaade etmeyeceğiz.
Seçime kadar değil Türk ve Türkiye Yüzyılının çatısını el birliğiyle öresiye kadar, aziz milletimizi medeniyetler ve milletler mücadelesinde üst lige taşıyana kadar biriz, diriyiz, birlikteyiz, cumhurun ruh kökü, Cumhuriyet’in sarsılmaz güvencesiyiz.
Diyorum ki, Cumhur İttifakı Türk milletinin can evidir.
Bu candan geçilemez, bu ev yıkılamaz, ele geçirilemez, talan edilemez.
Cumhur İttifakı aynı zamanda Türk milletinin hayallerini gerçeğe dönüştürecek, milli hedefleri yeni yüzyılla eklemleyecek tarih, kültür, inanç, irade, iddia, irfan kalesidir.
Korkularından mesnetsiz ve hukuken yersiz şekilde itirazlarını seslendirip Sayın Erdoğan’ın adaylığına karşı çıkanlar unutmasınlar ki;
Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Bu yasal ve anayasal gerekçeli hakikat asla değişmeyecektir.
Alayı toplanıp karşımıza geçse de sözümüz söz, kararımız kesindir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci döneminde de çok yüksek bir oy oranıyla seçilmesi, göz alıcı temposuyla başarılı çalışmalarına aralıksız devam etmesi ortak gayemizdir.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin milletvekili sayısıyla oy oranını ençoklaştırmak, yıllardır layık olduğumuz hakkımızı milli iradenin onayıyla almak kaçınılmaz bir diğer hedefimizdir.
Nihai olarak da, Cumhur İttifakı’nın TBMM’de çok güçlü bir temsil imkanına kavuşması arzumuz ve amacımızdır.
Türkiye’mize geniş katılımlı, kapsayıcı, demokratik nitelikli, milletimizin özlemlerini yansıtan, devlet ve millet dengesini titizlikle kuran bir anayasa kazandırabilmek için Cumhur İttifakı’nın TBMM’de nitelikli çoğunluğa ulaşması bir mecburiyet, parlak bir gelecek için de bir mükellefiyettir.
Bunu birlikte yapacağız, elbette başaracağız.
Şimdi sözü sizlere bırakıyor, sorduğum sorulara ders gibi, çığ gibi, volkan gibi, gök gürültüsünü andırır gibi cevap vermenizi bekliyor, hür iradenizin her yerden duyulmasını ümit ediyorum:
√ Adayımız belli, kararımız net diyoruz ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açık ara farkla tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesini hedefliyoruz, buna var mısınız? (Evet)
√ Milliyetçi Hareket Partisi’nin Tekirdağ’dan milletvekili çıkarmasını yüreğimizle hedefliyoruz, buna destek olacak mısınız? (Evet)
√ 14 Mayıs 2023’te takdir ve tercihinizle Cumhur İttifakı’nın yanında duracak mısınız? (Evet)
√ Yeni bir anayasa için milletvekili sayımızı artıracak mısınız? (Evet)
√ Türkiye’nin gücüne güç katacak, kalıcı ve köklü reformların hayata geçmesini süreklilik içinde sağlayacak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne var olan desteğinizi sürdürecek misiniz? (Evet)
√ Söz veriyor musunuz? Sandıklardan taşıyor muyuz? Cumhurun zaferine birlikte imza atıyor muyuz? (Evet)
Çok şükür Tekirdağ kararını vermiştir.
Diyorum ki: “Aziz Milletim Sıra Sende.”
“Tekirdağlı kardeşlerim sıra hepinizde.”
14 Mayıs’ın iradesi güneş gibi doğmuştur.
Tekirdağ zillete düşmez, düşmeyecektir.
Tekirdağ, Türkiye’yi tarihin gerisine itmeye çalışan altılı masaya asla pirim vermeyecek, ön açmayacak, fırsat tanımayacaktır.
Aziz Vatandaşlarım, Değerli Dava Arkadaşlarım,
Cumhur İttifakı’na verilen her oy terör örgütlerini ezip geçen mücadele ruhuna tam destektir.
Cumhur İttifakı’na verilen her oy Türkiye’nin geleceğine koyulmuş tuğla, gelecek nesillere armağandır.
Türk milleti tarihi bir süreçtedir.
Türkiye gerçekten de bir kavşaktadır.
Huzurlu, güvenli ve gelişmiş bir Türkiye’yi ya birlikte kuracağız, ya da zilletin ters akıntısına kapılacağız.
Ya Lider Ülke Türkiye’ye ulaşacağız ya da tutsak alınmış Türkiye’ye zillet içinde boyun eğeceğiz.
Artık söz de, karar da milletindir.
Zillet ittifakı tepeden tırnağa yabancıların güdümündedir.
2023 seçimlerini sabote etmek, milletimizin demokratik mukavemetini kırmak maksadıyla küresel çıkar grupları devrededir.
Küresel medya fitne nöbetindedir.
Soysuzlar, suçlular, insanlık değerlerini hiçe sayan azgın kifayetsizler işbaşındadır.
Mukaddesatımıza hakaret eden iblis uşakları provokasyon görevindedir.
ABD’sinden AB ülkelerine kadar Türkiye karşı aleni psikolojik harekat yapılmaktadır.
Aralarında Hollanda, Almanya, Fransa, Belçika ve İngiltere’nin de bulunduğu 9 ülkenin İstanbul’daki konsolosluklarını terör tehdidi bahanesiyle kapatmaları tek kelimeyle rezalettir.
ABD bu işte öncü rol oynamış, kuklalarını dürte dürte harekete geçirmiştir.
Olanlar hiçbir kitaba sığmayan namertliktir.
Madem böyle bir tehdidin varlığından bu yabancı ülke misyonları haberdardır, o halde tehdidin açık kaynağını açıklamaları da şeref meseleleridir.
14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri öncesi Türkiye’yi karalama teşebbüsleri, malum ülkelerin muhtemel terör saldırılarını biliyor, hatta arkasında duruyor gibi ihbar etmeleri dostluk ve müttefiklik köprülerini dinamitleyen art niyetliliktir.
Bu ülkeler ne biliyorlarsa, hangi bilgi ve istihbaratlara sahiplerse Türk devletinin yetkili birimleriyle derhal paylaşmak durumundadır.
Korku yaratmaya çalışmak asıl korkaklıktır.
Bundan sonra Türkiye’nin herhangi bir noktasında, Allah muhafaza, bir terör olayı gerçekleşirse müsebbipler ve onların zillet cephesinde temerküz etmiş muhipleri bellidir, saklanmaları da mümkün değildir.
Konsolosluğunu terör bahanesiyle kapatan, uydu ülkelere de kapattıran ABD’nin Boğaza demirlediği bir savaş gemisine uluslararası teamüllere aykırı olarak orantısız bayrak çekmesi saygısızlıktır.
Bu savaş gemisinde, büyük bir Amerikan bayrağının yanında küçük Türk bayrağının asılması edepsizlik ve hukuksuzluktur.
Sandık vakti yaklaştıkça husumet kuşatması sertleşmektedir.
Cumhurun zaferi ufukta göründükçe küresel nefret salgını yaygınlaşmaktadır.
Çünkü Türkiye’nin önünü kesmek istiyorlar.
Çünkü Türk ve Türkiye Yüzyılını baltalamanın arayışındalar.
CHP’yi, İP’i, HDP’yi ve diğer zillet partilerini sivriltmenin çabasındalar.
Bu şartlar altında, soruyorum sizlere;
√ Vatana sahip çıkacak mısınız? (Evet)
√ Bayrağa sahip çıkacak mısınız? (Evet)
√ Türkiye’ye sahip çıkacak mısınız? (Evet)
√ Hakkınıza, haysiyetinize, hukukunuza sahip çıkacak mısınız? (Evet)
Bu evetlerin gücü ve güveniyle “Aziz Milletim Sıra Sende” diyorum.
Terörü sıfırlamış bir Türkiye için sıra sende.
Dik baş, tok karın, mutlu yarın için “Aziz Milletim Sıra Sende.”
Milli ekonomide yeni çığırlar açmak için “Aziz Milletim Sıra Sende.”
Sanayide, üretimde, tarımda, hayvancılıkta, ihracatta, yatırımda, ekonomik büyümede, yerli ve milli silah sanayinde gücüne güç katmış bir Türkiye için “Aziz Milletim Sıra Sende.”
Mavi vatanda sabrımızı zorlayan Yunanistan’a haddini bildirmek için “Aziz Milletim Sıra Sende.”
Suriyeli sığınmacıları güvenli, gönüllü ve onurlu şekilde ülkelerine geri göndermek için “Aziz Milletim Sıra Sende.”
Huzurlu ve umutlu bir Türkiye için “Aziz Milletim Sıra Sende.”
Enerjide, eğitimde, sağlıkta, sanatta, sporda, ulaştırmada yeni ufuklar açmak için “Aziz Milletim Sıra Sende.”
İşsizliği yenmek için, gelir ve servet dağılımında adaleti sağlamak için “Aziz Milletim Sıra Sende.”
Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü için “Aziz Milletim Sıra Sende.”
Daha büyük reformlara imza atmak için, hayatın her alanını kapsayacak iyileştirici siyasi ve ekonomik dev projeler için “Aziz Milletim Sıra Sende.”
Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar yaşatmak için “Aziz Milletim Sıra Sende.”
Birlik için, dirlik için, kardeşlik için, devlet için, Kızılelma ülküsünde birleşmek için “Aziz Milletim Sıra Sende.”
Sıra sende Tekirdağlı kardeşim.
İstismarları çiğnemek için sıra sende.
Yıkım planlarını engellemek için sıra sende.
Tuzakları bozmak için sıra sende.
Yalan şantiyelerini yıkmak için sıra sende.
İftira düzeneklerini kırmak için sıra sende.
Geleceğine sahip çıkmak için sıra sende.
Cumhuriyet’in kurucu ve kuruluş itibarına sahip çıkmak için sıra sende.
Terör örgütlerini aklamaya çalışan zillet partilerine şamarı indirmek için “Aziz Milletim Sıra Sende.” Tekirdağlı kardeşlerim söz, sıra ve yetki hepinizde.
Birlikte çok daha güzel günlere kavuşacağız.
Ülkümüzden de ülkemizden de vazgeçmeyeceğiz.
İstiklalimize pranga vurmaya, insanımıza kast etmeye niyetlenenler yanlış hesaplarının ceremesine katlanacaktır.
Bizin tarafımız Türkiye’dir.
Bizim sevdamız Türk milleti, yeryüzü cennetimiz Türk vatanıdır.
2023 yılında hem Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünü kutlayacağız, hem de cumhurun demokrasi zaferine birlikte ulaşacağız.
Cumhurla Cumhuriyet’in kucaklaşmasına şahit olacağız.
Tekirdağlı kardeşlerim sıra sizlerde.
Zillet ittifakı yanlışın ve yıkımın yanındadır.
Zillet ittifakı yalanın ve yağmanın tarafındadır.
Zillet ittifakı küresel emperyalizmin ileri karakolu ve Türkiye’nin karşı siperidir.
Biz, Türkiye’nin, Türk milletinin, Tekirdağ’ın tarafıyız.
Biz garibin, mazlumun, bağında, bahçesinde, bostanında ter dökenin, emek verenin yanındayız.
Camideyiz, cemevindeyiz, duadayız, dilekteyiz, gönüldeyiz, kalpteyiz, Anadolu’nun her yerindeyiz.
Caninin, eşkıyanın, bölücünün, demokrasi ve özgürlük kamuflajına bürünmüş düşman beslemelerinin de karşısındayız.
Biz hakkın, halkın, hakikatin tarafıyız.
Biz Milliyetçi Hareket Partisi’yiz.
Onların çağrısı kavgaya ve kargaşaya, bizim çağrımız aydınlığa ve kardeşliğedir.
Onların çağrısı kaos ve krize, bizim çağrımız birliğe, dirliğe ve hep birlikte Türkiye olmaya çağrıdır.
Çağrımız büyük Türkiye’yedir.
Çağrımız Türk ve Türkiye Yüzyılınadır.
Çağrımız tam bağımsız Lider Ülke Türkiye’de kucaklaşmayadır.
Soruyorum sizlere;
√ Terör örgütlerine, emperyalizmin komplolarına karşı beraber miyiz? (Evet)
√ Milli onurumuzu, bin yıllık kardeşlik namusumuzu birlikte koruyacak mıyız? (Evet)
Paylaşılacak vatanım, vazgeçilecek insanım yok diyen her vatan evladıyla yolumuz birdir.
Biz birlikte Türkiye’yiz diyen herkes bizim özbeöz kardeşimizdir.
Son kez soruyorum hepinize;
√ 14 Mayıs 2023 tarihinde Cumhurun muhteşem iradesini sandıkta gösterecek misiniz? (Evet)
√ Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Milliyetçi Hareket Partisi’yle Cumhur İttifakı’na oy verecek misiniz? (Evet)
Allah razı olsun sizlerden; yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun inşallah.
Her birinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.
Sağ olun, var olun diyorum. Ne Mutlu Türküm Diyene.”