Zangoç Suratlı Kılıç Artığı…
“HERKES KARAKTERİNE/MİZACINA
YAKIŞANI YAPAR” İSRA-84
Türk’e yabancı at hırsızları, Ömer Seyfettin’in PİÇ” Hikayesindeki tipler,
kılıç artıkları televizyon kanallarında hafta boyunca hep birlikte boy gösteriyorlar.
Aziz Türk Milletinin karşısında belirginleşen husumet cephesi:
kalabalık, karanlık ve tehlikelidir.
Okuyarak ve yaşayarak…
Tarihi tecrübe ile deriz ki;
Dışarıda başta İsrail olmak üzre ABD ve AB’nin husumet namluları bize dönmüşken, içerde sorun üreten herkes haindir..
Selvi gibilerinin yazdıklarını ve söylediklerini alt alta yazın, okuyun, Selanik’i tek kurşun atmadan Yunan’a teslim eden Hain Hüseyin Avni Paşa, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Beyi idam ettiren Molla Sait, Nemrut Mustafa, Ali Kemaller ve Damat Ferit Paşalar gibi “ihanet kıta sahanlığındaki” sıfatlar ve belgeleri çıkar.
Fitne münafık Dırar Mescidi cemaatinin mensupları her dönem olmuştur. Bunlar bitmez!
Rahmetli Ömer Seyfettinin hikayesinde “PİÇ” dediği bu zatlar ülkemizin birlik ve beraberliğini bozmak için ellerinden geleni yapıyorlar
Fikrini ve iradesini başta mecralara kiralamış ve BAŞINI KUMA SOKMUŞ Selvi gibi Zangoç suratlıların sözü de kendisi de muteber değildir.
“Vatan ve millet” kavramıyla esasen hiç alakası olmayan ruhsuz biyolojik varlık olmaktan öteye anlam taşımadıkları hepimizce mâlumdur.
Cumhur İttifakını parçalamak için her türlü nifak ile ellerinden geleni yapıyorlar.
Yıllardır görüyoruz ki;
PİŞMAN OLMUŞ FETÖCÜ YOKTUR, FIRSAT KOLLAYAN FETÖCÜ VARDIR.
Allah bunlara fırsat vermesin.
CIA’nın tezgâhından geçirilip robotlaştırılan FETÖ’cülerde hertürlü hainlik, sinsilik, fırıldaklık beklenir. Defalarca mazgallar arasından lağıma düşmüşlerdir bu fırıldaklar.
Türkiye için hala en büyük tehdit ABD’nin kölesi FETÖ’dür.! Kimse, ‘artık bunlardan bir şey olmaz’ deyip hafife almasın.
Rehavete kapılıp, ‘artık bu beladan kurtulduk’ sanmasın.
Bugün, herkesin FETÖ’ye sövdüğüne ve tavır aldığına bakıp, ‘artık bunlar bu ülkede taban bulamaz’ demesin.
FETÖ unsurlarının bir taktik gereği sinmiş görüntüsüne aldanıp mücadeleyi elden bırakmasın!
Büyük başak tarlaları, alev alev yanarkan, su taşıyıp söndürme yerine, tarla sınırı tartışması yapmak o tarlaların tamamının yanması demektir.
Oysa ki…Cumhur İttifakına gönül verenlerinin yaptıkları yanan tarlayı söndürmektir. Selvi gibi bu ittifakı kabullenemeyenler tarlanın tamamının yanmasını isteyen akıl fukaralarıdır.
Yaşadığımız şu hassas coğrafyada dönen sinsi oyunları bilmesine rağmen tv kanallarında ve köşelerinde insanlık ve demokrasi nutuklarını atanları milletimizin vicdanına havale ediyorum.
İnsanda biraz EDEP olur, biraz ERDEM olur, ABD ve AB’nin fondaş medyanın kılıçartığı devşirme ucube evlatları, Türk Milletini kandıramazlar.
Rahmetli H.Nihal ATSIZ Hocamız
der ki;
"-Fahişeler vardır, namustan bahseder.
- Kanaatini ve kalemini satmışlar vardır, vicdandan dem vurur.
-Vurguncular vardır, ağızlarından FAZİLET sözü düşmez.
-Çifte pasaportlular vardır VATAN diye haykırır.
-Palikaryalar vardır, kahramanlık iddia eder.
-Bazı iyi niyet sahipleri de bunların hepsine inanır.
-Gel de bu insanların arasında huzur içinde yaşa."
Merhum Kazım Karabekir Paşa’mızın dediği gibi:
“Öyle puslu ki hava, şeytan bile Müslüman mintanı giyiyor.”
“Herkes karakterine-mizacına yakışanı yapar" diyen İsra Sûresi 84. âyet şahittir.
Meğer “utanmak” ne büyük şeref. Ondan mahrum olmaksa ne iğrenç bir zilletmiş.!
Tarihin hangi devrinde olursa olsun, köküne yabancılaşan, kimliğiyle ters düşen siyaset veya aydın geçinen zevatların:
-Taş üstüne taş koyması,
-Ufkun ötesini görebilmesi,
-Sadece ham bir hayaldir.
Fakat milli tarih hainleri unutmaz.!
MİLLİ VİCDAN zangoç suratlı selvi boylu hainleri tarihin çöplüğüne atar, onları cezalandırır.
Çünkü şehit kanları ile yoğrulmuş bu mübarek Anadolu toprakları hainleri sevmez ve ilk fırsatta hesabı keser.!
OSMANLI padişahı Yavuz Sultan Selim, tebdil-i kıyafetle Kuşlar Çarşısı’nı gezer.
Burada, avcılar avladıkları kuşları, tuzakçılar yakaladıkları maharetli, eğitimli, güzelim kuşları satıyorlar.
Bir ara Yavuz Sultan Selim’in gözü kekliklere ilişir…
Bir grup kekliğin kafesinin üzerindeki yazıda “Tane işi satış, fiyatı 1 altın” yazıyor.
Hemen yanıbaşlarında, adeta altın kafes içinde bir keklik daha var ki, fiyatı…50 altın.
Padişahın gözü 50 altınlık kekliğe takılır.
”Hayırdır” der satıcıya ve sorar: “Bunun diğerlerinden ne farkı var ki, bunlar 1 altın, bu 50 altın?”
Satıcı, ”Bu keklik özel eğitimli, çok güzel ötüyor, ötmesi bir yana bunun ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşuyor. Tabii bu arada avcılar da o etrafa doluşan keklikleri daha rahat avlıyorlar” der.
Padişah ”Satın alıyorum” der ve 50 altın verir.
Parayı verir ve hemen oracıkta kekliğin kafasını koparır.
Adam şaşırıp, ‘‘Ne yaptınız, en maharetli kekliğin kafasını koparttınız, yazık değil mi” diye dövünürken…
Padişah gürler: “Bu kendi soyuna ihanet eden bir kekliktir. Bunun akıbeti er veya geç budur!!”
Bir gün ülkemizde hainlerin hiç değilse daha az olduğunu görebilmek ümidiyle desek de mümkün değil…
Çünkü Atalarımız Çağrı Bey ve oğlu Sultan Alparslan çadırlarını sırtlanların yolu üzerine kurmuşlardır.
Milli Şairimiz M.Akif zangoç suratlı Selvi gibiler için der ki;
“Tükürün milleti alçakça vuran darbelere!
Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere!
Tükürün Ehl-i Salîb'in o hayasız yüzüne!
Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne!
Medeniyet denilen maskara mahlûku görün:
Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün!”
18-Nisan-2024
Ali KUZENCİK