18 Eylül 2025 Perşembe
Müzik, dosta doğru açılan bir pencerede. O yüzden dost aşıklarınin kulakları hep o pencerededir. Hz.Mevlana
Hz. Mevlâna’nın şehri Konya, dünyanın Küçük Asya diye de tanıdığı Anadolu’nun tam ortasında yer alan ve tarihi prehistorik çağlara kadar uzanan dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biridir. Bugünkü şehir, zengin geçmişinin izlerini taşıyan bir açık hava müzesi gibidir. Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkentlik, Osmanlı Cihân Devleti’ne şehzâde şehirliği yapan Konya, aynı zamanda İslâm Medeniyetinin hakkıyla temsil edildiği Mevlevîliğin de merkezidir.
Hz. Mevlâna’nın Doğum Yıldönümü Etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen “Konya Uluslararası Mistik Müzik Festivali”, bugün dünyanın mistik müzikler alanında en saygın festivali olarak gösterilmektedir. Festival ile Hz. Mevlâna’nın sözle ifâdesi mümkün olmayan sınırsız aşkına, bütün insanlığı kucaklayan tevâzû ve hoşgörüsüne lâyık bir anma programı hedeflenmektedir. Dünyanın çeşitli yerlerinden mistik müziklerin buluşma noktası hâline gelen “Konya Uluslararası Mistik Müzik Festivali”, tüm dünyada izlenirliği her geçen gün artan mistik müzikleri ve müziğin etkili gücü sayesinde farklı inanış ve kültürleri en çarpıcı yönleriyle tanıtmaktadır.
Festival, geleneksel mistik müziklere popüler unsurlara karışmadan, otantik yapıları ve özellikleri korunarak sergilenebilecekleri yani kendileri olarak var olabilecekleri bir kültür ortamı sağlamayı amaçlamaktadır.
Hz. Mevlana’nın Doğum Yıl Dönümü Etkinlikleri çerçevesinde, “22. Konya Uluslararası Mistik Müzik Festivali” nin 21-30 Eylül tarihlerinde düzenlenecek program takvimi belli oldu.
Program Takvimi Kurumsal Web Sitesi:
https://mistikmuzikfestivali.com.tr/anasayfa#programdetaylari
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ABDULKADİR URALOĞLU:
“ZENGEZUR KORİDORU’NUN HAYATA GEÇMESİ ÇİN’DEN İNGİLTERE’YE UZANAN ULUSLARARASI TİCARET HATTINI DAHA VERİMLİ HALE GETİRECEKTİR”
“ZENGEZUR KORİDORU, TÜRKİYE, AZERBAYCAN VE ERMENİSTAN ARASINDA EKONOMİK İŞBİRLİĞİNİ GÜÇLENDİRECEK, BÖLGESEL BARIŞI PEKİŞTİRECEK”
“GÜNEY KAFKASYA’DA EKONOMİK İŞBİRLİĞİNİ ARTIRACAK, SINIRLARIN AÇILMASINI VE DİPLOMATİK İLİŞKİLERİN NORMALLEŞMESİNİ HIZLANDIRACAK”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu Hattı Temel Atma Töreni kapsamında yazılı mesaj yayımladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu Hattı’nın Türkiye ve bölge için hayırlara vesile olmasını temenni etti. Törende konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Zengezur Koridoru, Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan arasında ekonomik işbirliğini güçlendirecek, bölgesel barışı pekiştirecek. Güney Kafkasya’da ekonomik işbirliğini artıracak, sınırların açılmasını ve diplomatik ilişkilerin normalleşmesini hızlandıracak” dedi.
Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu Hattı’nın temeli atıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tören kapsamında yazılı bir mesaj yayımladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu Hattı’nın Türkiye ve bölge için hayırlara vesile olmasını temenni etti. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki yeni ulaşım bağlantısını sağlayacak olan bu hattın, Türkiye ile Nahçıvan ve Azerbaycan arasında köprü vazifesi görecek çok önemli bir kalkınma hamlesi olduğunu dile getirerek, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Proje büyüklüğü 2,4 milyar Avro, toplam uzunluğu 224 kilometre olan yeni demiryolu hattımız; 5 istasyon, 5 tünel, 19 aç-kapa tünel, 10 köprü, 3 viyadük, 144 altgeçit, 27 üstgeçit ve 480 menfezden oluşuyor. Zengezur geçişi Demiryolu Hattı üzerinden Azerbaycan ile Güneydoğu ve Akdeniz bölgelerimizi; Hazar ile Akdeniz havzasını birleştirecek Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu Hattımızın tamamlanması, bölgesel iş birliği ve kalkınmaya çok güçlü bir ivme kazandıracaktır.”
“Rusya, Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye Arasındaki Demiryolu Ağının Genişletilmesinin Bölgesel Ticarete Son Derece Olumlu Yansımaları Olacaktır”
Geçişin açılmasının Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin üretim ve ihracatını artıracak, ulaşım altyapısını geliştirecek, Akdeniz’in turizm kapasitesini daha da güçlendireceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde Rusya, Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye arasındaki demiryolu ağının genişletilmesinin de bölgesel ticarete son derece olumlu yansımaları olacaktır. Hem ülkemiz hem bölgemiz için büyük önem arz eden Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu Hattımızın bir kez daha hayırlı-uğurlu olmasını diliyorum.” dedi.
“Güney Kafkasya’da Barış ve Refah Dolu Yeni Bir Dönem Başlatacak”
Törende konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu yaptığı açıklamada “Bugün, burada, Zengezur Koridoru’nun kapısını sonuna kadar açıp; Güney Kafkasya’da barış ve refah dolu yeni bir dönem başlatacak; Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu Hattı’nın yapım çalışmalarını başlatmanın tarifsiz mutluluğunu yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin hem coğrafi hem de kültürel olarak kıtaların, medeniyetlerin, Tarihi İpek ve Baharat Yolları gibi kadim ulaşım koridorlarının kesişme noktasında olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, “Asya ve Avrupa arasındaki doğu-batı koridorunda doğal bir köprü olduğu gibi Kafkas ülkeleri ve Orta Asya’dan Afrika’ya uzanan koridorun da tam ortasında bulunmaktadır. Özellikle dünyadaki son siyasi gelişmeler de ülkemizin kilit noktasını teşkil ettiği Orta Koridor’un stratejik önemini bir kez daha ortaya koymuştur.” şeklinde konuştu.
Orta Koridor’un geliştirilmesi kapsamında yapılan çalışmalara da dikkati çeken Bakan Uraloğlu, “Marmaray, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim, Osmangazi ve 1915 Çanakkale Köprüleri gibi mega projeleri hayata geçirdik ve yeni proaktif projelerimize de devam ediyoruz.” dedi.
“Çelikten Bir Uluslararası Bağın Yapımına Başlıyoruz”
Bugün, sadece bir demiryolu hattının temelini atmadıklarını söyleyen Bakan Uraloğlu, “Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan’ı birleştiren bir köprünün, Çin’den Avrupa’ya uzanan Asya ile Avrupa arasındaki sosyo-ekonomik ilişkileri daha da pekiştirecek çelikten bir uluslararası bağın yapımına başlıyoruz.” açıklamasında bulundu.
“Demiryollarımızı Kombine Taşımacılığa Uygun Yeni Bir Anlayışla Ele Aldık”
Ulaşımın medeniyetlerin buluşma noktası, milletlerin birleşme köprüsü ve ekonomilerin can damarı olduğunu vurgulayan Bakan Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Kalkınma, birlik ve kültür yolculuğunun anahtarıdır. Demiryolları da bu yolculuğun güçlü, çevreci ve ekonomik rotalarından biridir. Bu gerçekten hareketle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, 2002 yılından bu yana demiryollarımızı bir devlet politikası olarak ele aldık ve öncelikli sektörlerden biri olarak belirledik. Demiryolu hatlarımızın limanlara, organize sanayi bölgelerine, lojistik merkezlere bağlantısını sağlayarak demiryollarımızı kombine taşımacılığa uygun yeni bir anlayışla ele aldık.”
Sadece doğu-batı hattında değil, kuzey-güney kıyıları arasında da demiryolu ulaşımını ekonomiye katkı sağlar hâle getirmeyi planladıklarını vurgulayan Uraloğlu, “Mevcut hatlarımızın modernizasyonuna devam ediyoruz. Son 23 yılda demiryollarımıza yaklaşık 64 milyar dolar yatırım gerçekleştirdik. 2002 yılında yaklaşık 11 bin kilometre olan demiryolu uzunluğumuza; 2025 yılı itibariyle, 2 bin 251 kilometresi YHT olmak üzere yaklaşık 3 bin kilometre ekledik. Demiryolu ağı uzunluğumuzu yaklaşık 14 bin kilometreye yükselttik.” ifadelerini kullandı.
Bakan Uraloğlu, Marmaray ve Bakü-Tiflis-Kars Demiryolları Hattı gibi vizyon projelerle, Türkiye’yi Asya’dan Avrupa’ya uzanan Demir İpek Yolu’nun merkezi yaptıklarını vurguladı. Hayata geçirdikleri bu iki proaktif projeyle demiryolu taşımacılığı alanında Türkiye’nin doğu-batı yönlü uluslararası yük hareketlerinde üstlendiği kritik rolün ülkenin lojistik gücüne güç kattığını belirtti.
“Bu Proje, Uluslararası Barış ve Refah İçin Bir Yol Haritasıdır”
Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu Hattı ile Zengezur Koridoru’nun hayata geçmesini sağlayacak en somut ilk adımlarından birini atarak, sadece Türkiye’nin değil, tüm Güney Kafkasya’nın ve Avrasya’nın geleceğine damga vurduklarını ifade eden Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bu proje, uluslararası barış ve refah için bir yol haritasıdır. Zengezur Koridoru, Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan arasında ekonomik işbirliğini güçlendirecek, bölgesel barışı pekiştirecek; başta Orta Koridor’un paydaşı olan ülkeler olmak üzere küresel ticarette tüm dünya için altın bir çağ başlatacaktır. Güney Kafkasya’da ekonomik işbirliğini artıracak, sınırların açılmasını ve diplomatik ilişkilerin normalleşmesini hızlandıracaktır.”
Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu Hattı 15 Milyon Ton Yük Taşıma Kapasitesine Sahip Olacak
224 kilometre uzunluğundaki Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu Hattı’nı; çift hatlı, elektrikli ve sinyalli olarak inşa edeceklerini belirten Bakan Uraloğlu, “Yılda 5,5 milyon yolcu ve 15 milyon ton yük taşıma kapasitesine sahip olacak bu hattımız; 5 tünel, 19 aç-kapa tünel, 3 viyadük, 10 köprü, 144 altgeçit, 27 üstgeçit ve 480 menfez ile bir mühendislik harikası olacaktır.”
Bakan Uraloğlu, “Zengezur Koridoru’nun Orta Asya, Hazar Bölgesi, Azerbaycan ve Ermenistan’ı Türkiye’ye bağlayan sosyo-ekonomik, jeopolitik ve jeo-stratejik özelliklere sahip olması ve koridorun, Azerbaycan, Türkiye ve Ermenistan arasındaki demiryolu ağını genişletmesi bölgesel ve küresel ticarete de olumlu yansıyacaktır. Koridorun, Nahcivan Özerk Cumhuriyeti, Ermenistan ve Azerbaycan’daki kesimlerinin de inşa edilmesiyle Zengezur Koridoru’nun hayata geçmesi Çin’den İngiltere’ye uzanan uluslararası ticaret hattını daha verimli hale getirecektir.” değerlendirmesinde bulundu.
Koridorun, Trans-Hazar Ulaşım Güzergahı ve Uluslararası Kuzey-Güney Ulaşım Koridoru gibi küresel ağları da destekleyerek Avrasya’nın tedarik hatlarının güçlenmesini sağlayacağını söyleyen Uraloğlu, “Hazar ile Akdeniz havzalarını birleştirerek Türkiye`nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki üretim kapasitesine, ihracatına, ulaşım altyapısının gelişimine büyük katkı sağlayacağı gibi, Akdeniz bölgesinin turizm kapasitesinin gelişimine de destek verecektir.” şeklinde konuştu.
“Kars, Bu Hattın Çelikten Kapısı Olacak”
Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin bu projeyle bölgesel ve küresel aktörlerle işbirliğini güçlendirirken, jeopolitik ve jeo-ekonomik önemini de bir kez daha kanıtladığını dile getirdi. Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bu proje, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki Türkiye’nin arabuluculuk vizyonunu ve bölgesel barışa olan katkısını bir kez daha gözler önüne seriyor. Bölgedeki jeostratejik bir güven adası olan ülkemiz, bu projeyle sadece kendi çıkarlarını değil, tüm bölge ülkelerinin refahını ve küresel ticaretin geleceğini düşünen bir vizyon ortaya koyuyor.”
Projeyle, Kars’ın tarihi ve stratejik önemini bir kez daha ön plana çıkardıklarının altını çizen Uraloğlu, “Kars, bu hattın çelikten kapısı olacak. Iğdır’ın tarım ve sanayi potansiyeli küresel pazarlara açılacak. Aralık ve Dilucu, Zengezur Koridoru’nun uluslararası ticaret ağındaki kilit noktaları haline gelecek.” dedi.
Bakan Uraloğlu, bu tür yeni projeleri hayata geçirirken bir yandan da Halkalı-Kapıkule, Ankara-İzmir, Karaman-Ulukışla, Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaneli, Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep, Yerköy-Kayseri Hızlı Tren Hatları gibi önemli demiryolu projelerinin yapımlarına devam ettiklerini kaydetti. Bakan Uraloğlu, “Demiryolu ağımızı 2028’de 17 bin 500 kilometreye, 2053’te ise 28 bin 600 kilometreye çıkararak demiryolunda yük taşımacılığı payını yüzde 5’ten yüzde 22’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. Türkiye’nin lojistik gücünü arttıracak, rekabetçiliğimizi ve verimliliğimizi yükseltecek altyapı projelerini hayata geçirmeyi kararlılıkla sürdürüyoruz.” açıklamasında bulundu.
Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu Hattı’nın bir demiryolundan çok daha fazlası olduğunu dile getiren Uraloğlu, “Bu hat, uluslararası arenada ses getirecek, Türkiye’nin jeostratejik liderliğini perçinleyecek; birliğin, refahın ve barışın yoludur. Türkiye’nin ihracat hedeflerine güç katacak, gençlerimizin ufkunu genişletecek, sanayici ve esnafımızın yüzünü güldürecektir.”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı görevine Dışişleri Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Burhanettin Duran atandı.
3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2 ve 3’üncü maddeleri gereğince yapılan atamaya ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararı, 10 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
İletişim Başkanı Duran’dan teşekkür mesajı
-Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, atama kararına ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarını sundu.
İletişim Başkanı Duran, mesajında şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı görevini şahsıma tevdi eden Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı sunarım. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Rabbim vatanımıza ve milletimize hayırlı hizmetlerde bulunmayı nasip etsin.”
Ayrıca İletişim Başkanı Duran, selefi Prof. Dr. Fahrettin Altun’un başarı dileklerini ilettiği mesajına cevaben sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu.
İletişim Başkanı Duran, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı görevini yedi yıldır büyük bir özveriyle sürdüren değerli kardeşim, kıymetli dostum Prof. Dr. Fahrettin Altun’dan bu görevi devralmaktan dolayı mutluluk duyuyorum. Kendisinin Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanlığı görevinde de aynı başarılarla ülkemize hizmet etmesini canı gönülden diliyorum.”
Adalet Bakanlığı’nın 2024 Adli İstatistik Raporu’na göre dolandırıcılık dosyalarında bir yılda yüzde 41 artış yaşandı. Bu davaların sonuçlanma süresi ise ortalama 1,5 yıl olarak açıklandı.
TÜRKKEP’e göre, elektronik yazışmalarda KEP (Kayıtlı Elektronik Posta) kullanımı; bir başkası adına e-posta atılmasını, sahte içerikle kullanıcıyı kandırma girişimlerini ve ileti içeriğindeki hesap bilgilerine üçüncü kişilerin erişimini engelleyerek, iletişim kaynaklı dolandırıcılık girişimlerine karşı etkili bir koruma sağlıyor.
Adalet Bakanlığı tarafından yayımlanan 2024 Adli İstatistik Raporu’na göre, Türkiye’de dolandırıcılık dosyaları yüzde 41 oranında artış gösterdi. 2023’te 119 bin olan dosya sayısı, 2024 yılında 169 bine yükseldi. Raporda ayrıca, dolandırıcılık davalarının ortalama sonuçlanma süresinin yaklaşık 1,5 yıl olduğu belirtildi.
Bu artışla birlikte, dijital kanallar üzerinden gerçekleştirilen dolandırıcılık vakaları yeniden gündeme geldi. Sahte e-posta, yetkisiz erişim ve içerik manipülasyonları gibi yöntemlerle gerçekleştirilen online dolandırıcılıklar, işletmeler ve tüketiciler açısından ciddi mağduriyetlere yol açıyor. TÜRKKEP’e göre, KEP (Kayıtlı Elektronik Posta) sisteminin kullanılması, bu tür risklerin önüne geçiyor. Çünkü KEP’in kapalı devre yapısı; bir başkası adına mail atılmasını (mimicking – taklit e-posta), sahte içerikle kullanıcıyı kandırma girişimlerini (phishing – oltalama) ve ileti içeriğindeki hesap bilgilerine üçüncü kişilerin erişimini engelliyor. Gönderilen ve alınan her iletinin delil niteliği taşıması ise olası anlaşmazlıklarda davaların daha kolay ve kısa sürede sonuçlanabilmesini sağlıyor.
OLCAY YILDIZ: “KEP, ETKİLİ BİR GÜVENLİK KATMANI OLUŞTURUYOR”
Dolandırıcılık vakalarındaki artışı değerlendiren TÜRKKEP Genel Müdürü Olcay Yıldız, “Ülkemizde dolandırıcılık olayları maalesef her geçen gün daha da artıyor. Adalet Bakanlığı’nın Adli İstatistik Raporu da bu artışı gözler önüne seriyor. Artık en yakınlarımızdan dahi başlarına gelen dolandırıcılık olaylarını ya da yaşadıkları dolandırılma girişimlerini duyabiliyoruz. Açık sistemler üzerinden yapılan her tür bilgi paylaşımı, özellikle de finansal veya kişisel bilgi içerenler, dolandırıcıların en büyük hedefleri arasında. E-ticaret platformlarında da taraflar arasındaki iletişim genellikle açık sistemler üzerinden yürütülüyor. Bu durum, iletilerin üçüncü kişiler tarafından erişilebilir hale gelmesine ve sahte adreslerle yürütülen dolandırıcılık faaliyetlerine zemin hazırlıyor. Kapalı devre çalışan KEP sistemi ise, bu risklere karşı etkili bir güvenlik katmanı oluşturuyor. Yalnızca kimliği doğrulanmış kişiler ve taraflar arasında iletişime izin veren bu sistem, aynı zamanda gönderilen her iletinin, hukuki geçerliliğe sahip bir belge olarak saklanmasını sağlıyor. Böylece hem iletişim güvenliği sağlanıyor hem de olası uyuşmazlık durumlarında delil sunma imkânı doğuyor.
E-dönüşüm pazarının lider kuruluşu TÜRKKEP olarak biz de hem bireylerin hem de e-ticaret alanında faaliyet gösteren işletmelerin iletişim altyapısına ve operasyonlarına KEP’i entegre etmeleri gerektiğini düşünüyoruz. İşletmeler bu sayede güven temelli müşteri ilişkileri kurabilirken, hizmet süreçleri de daha şeffaf ve izlenebilir hale gelebilir. Bu durum, işletmelerimizi rekabette de bir adım öne geçirerek itibarlarını ve müşteri bağlılıklarını güçlendirmelerine katkı sağlayabilir. Yine bireysel iletişim ve alışverişlerde ise en üst düzey güvenlik koşulları, kişisel veri ve kaynaklarınızı korumanızı, dolandırıcılık girişimlerini devre dışı bırakmanıza imkân tanır” dedi.

Torku Atıştırmalık Ürünler, Ramazan Bayramı öncesi çikolata siparişlerinde geçen yıla oranla yüzde 10 artış yaşanmasının ardından, üretim kapasitesini günlük 25 ton artıracak yeni yatırım kararı aldı.
Torku’nun mevcut hatları, ihracat siparişleriyle doluyken, artan iç pazar talebi doğrultusunda bayramlık çikolata ve şekerleme üretimi tamamlandı. Fındıklı, fıstıklı ve yumuşak lokum gibi çeşitlerle zenginleştirilen ürün grubu raflardaki yerini alırken, özellikle glikoz şurubu kullanılmadan üretilen yumuşak şekerler ve Mevlana şekeri gibi geleneksel tatlar, tüketiciden yoğun ilgi görüyor.
Bayram öncesi çikolata siparişlerinde geçen yıla kıyasla yüzde 10 artış yaşanması üzerine Torku Atıştırmalık Ürünler, üretim kapasitesini artırmak üzere yatırım kararı aldı.
Torku Atıştırmalık Ürünler Fabrika Koordinatörü Mehmet Kölhan, yaptığı açıklamada, halihazırda ihracat talebini karşılamak için yoğun üretim gerçekleştirdiklerini, bayramla birlikte iç talepte de bir artış yaşandığını söyledi.
Torku Bisküvi, Kek, Kraker, Gofret Üretim Tesisleri’nde un ham maddesini kendilerinin karşıladıklarını ve fabrikada unun yanı sıra yan mamul olarak kepek, razmol, bonkalite ve rüşeym üretimi yapıldığının bilgisini veren Kölhan, ‘Bu yıl bayramlık çikolata siparişlerimizde geçen seneye kıyasla yüzde 10’luk bir artış yaşadık. Mevcut üretim hatlarımız ihracat ürünleriyle dolu olduğu için, kapasitemizi artırmak amacıyla yeni bir yatırım yapma kararı aldık. Bu yatırım sayesinde üretim kapasitemizi genişleterek, gelecek yıl daha fazla bayramlık çikolata üretmeyi ve artan talebe daha verimli bir şekilde yanıt vermeyi hedefliyoruz.’ diye konuştu.
Dolgulu ve çeşnili çikolata üretimini artırmak amacıyla yeni bir çikolata kalıp hattı yatırımı gerçekleştireceklerini söyleyen Kölhan, ‘Bu yatırımla birlikte, üretim kapasitemizi günlük 25 ton artırarak daha geniş bir ürün yelpazesi sunmayı hedefliyoruz.’ ifadesini kullandı.
Yeni üretim hattı sayesinde 50 kişiye istihdam sağladıklarını aktaran Kölhan, ‘Özellikle ihracat pazarına yönelik olarak planlanan bu üretim hattı, tam kapasiteyle çalıştığında yıllık 20 milyon dolar değerinde ihracat hacmi yaratacak olup, global pazardaki rekabet gücümüzü artırarak markamızın uluslararası alandaki konumunu güçlendirecektir.’ değerlendirmesinde bulundu.
Çikolata ürünlerinde özellikle dolgulu ve çeşnili seçeneklere olan ilginin artış gösterdiğini ifade eden Kölhan, özellikle Antep fıstıklı ürünlerin tüketiciler tarafından daha fazla tercih edildiğini dile getirdi.
Kölhan, şekerleme kategorisinde kendilerini rakiplerinden ayıran en önemli özelliğin, glikoz şurubu kullanmadan üretim yapmaları olduğunu vurgulayarak, şu bilgileri paylaştı:
‘Özellikle yumuşak şeker segmentinde, bu alanda tamamen glikoz şurupsuz üretim yapan tek firma olmamız, ürünlerimize olan ilgiyi artırmaktadır. Genel olarak şekerleme grubunda, yumuşak şeker çeşitlerine yönelik talep daha yüksek seviyededir. Bunun yanı sıra, Konya’nın yöresel tatlarından biri olan Mevlana şekerini de bayramlık olarak üreterek, Türkiye genelinde satışa sunuyoruz. Böylece hem geleneksel lezzetleri yaşatıyor hem de geniş bir tüketici kitlesine hitap etmeye devam ediyoruz.’
Üretim tesislerinde bayram öncesi vardiya ve mesai düzeninde herhangi bir değişiklik yapmadan mevcut sistemle üretime devam ettiklerini dile getiren Kölhan, özellikle bayram dönemine yönelik artan talebi karşılayabilmek ve müşterilere kaliteli, taze ürünleri sunabilmek adına, bayramlık ürün hatlarında üretimi kesintisiz bir şekilde sürdürdüklerini anlattı.
‘Ramazan Bayramı için gerekli olan tüm ürün sevkiyatlarımızı başarıyla gerçekleştirdik’
Kölhan, bu doğrultuda, fabrikada 7 gün 24 saat aralıksız üretim yaparak siparişleri zamanında ve eksiksiz bir şekilde teslim etmeyi hedeflediklerini aktararak, ‘Üretim süreçlerimizde, yüksek verimlilik ve kalite standartlarını koruyarak çalışmaya devam ederken, ekiplerimiz de vardiyalı sistemde büyük bir özveriyle görevlerini yerine getirmektedir.’ ifadelerini kullandı.
Ürettikleri ürünlere olan talebin her geçen gün daha da arttığının altını çizen Kölhan, konuşmasına şöyle devam etti:
‘Hem yurt içi hem de yurt dışı pazarından gelen yoğun talepler doğrultusunda, ekiplerimizle birlikte yoğun bir çalışma süreci içerisindeyiz. Tüketicilerimize, en doğal ve lezzetli ürünleri sunabilmek için her aşamada özen gösteriyoruz. Ramazan Bayramı için gerekli olan tüm ürün sevkiyatlarımızı başarıyla gerçekleştirdik. Fındıklı, fıstıklı ve yumuşak lokum gibi ürünlerimizle bayramlık seçeneklerimizi genişleterek, market raflarında yerimizi aldık. Bu bayramda da her bayram da olduğu gibi herkesin sofralarına lezzet katacak, geleneksel tatlarla harmanlanmış yeni seçenekler sunuyoruz. Şimdi ise, Kurban Bayramı hazırlıklarına yoğunlaşmış durumdayız. Bu özel dönemde de, talepleri karşılamak ve müşterilerimize kaliteli bayramlık ürünleri sunmak adına üretim süreçlerimizi hızla sürdürüyoruz.’
Kölhan, ihracat pazarında dünya çapında önemli bir yer edindiklerine işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı: ‘Şu an 100’e yakın ülkeye ürün ihraç etmekteyiz. Bu ülkeler arasında Japonya, Kore, Venezuela, Güney Afrika, Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, Irak, Filistin, Libya, Lübnan, Kanada ve Amerika yer alıyor. Bayramlık ürünlerimizi bu ülkelere de ulaştırarak, global pazarda daha da büyümeye devam ediyoruz. Bu yıl ayrıca üç yeni ürün çıkardık. Bunlardan ikisi kadayıflı dolgulu ürünler, diğeri ise Antep fıstıklı dolgulu ve tane Antep fıstıklı olarak geliştirdiğimiz yeni bir ürün. Bu yeni ürünlere büyük bir talep var ve üretim süreçlerimizde de bu talebe hızlıca cevap verebilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.’
![]()